STK'lara daldım işimi ihmal ettim

Tekstilci Hikmet Tanrıverdi, iflas sürecindeki şirketlerini kurtarmak için çalışıyor. Bankaların yanı sıra kendini de suçlayan işadamı, "STK'lara daldım, işimi ihmal ettim" dedi

STK'lara daldım işimi ihmal ettim

Sanah'tan Feride Cem'in haberine göre Tekstil sektörünün önemli aktörlerinden biri olan İstanbul Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği'nin (İHKİB) sevilen Başkanı Hikmet Tanrıverdi, oldukça sıkıntılı günler geçiriyor. Şubat ayında bankalara olan yaklaşık 50 milyon liralık borcu nedeniyle 4 şirketi için iflas erteleme talebi isteyen işadamının şirketleri halen şirketi kayyum denetiminde ve üretim durdu. 51 yaşındaki işadamı bu süreçte kendisine destek çıkmayan ve yüksek faiz kıskacına alan bankalardan şikâyetçi olsa da özeleştiri yapmaktan çekinmiyor: "93'ten beri çeşitli Sivil Toplum Örgüt'lerinde (STK) başkanlık ve yöneticilik yaptım. 40 yaşında Malatyaspor'a başkan oldum. En verimli çağımda 5 yıl başkanlık yaptım. Belki o da bir hataydı bilmiyorum. Bir de iyi niyetimden kaybettim. İnsanlara güvenmenin bedelini ödüyorum. STK'larla ilgilendiğim için işi ihmal ettim. Ancak tekrar sıfırdan başlayacak enerjiyi ve hırsı buluyorum kendimde. İmkân bulursam gece-gündüz çalışabilirim." Bir dönem yanında 2 bin kişi çalıştıran Tanrıverdi'nin yarattığı istihdam 150-200 kişiye kadar düşmüş. "Bunların anı olmasını umuyorum" diyen Tanrıverdi ile kendisini iflasa sürükleyen süreci konuştuk.

 En son şubat ayında iflas erteleme süreciyle gündeme gelmiştiniz. O günden bu yana sular biraz duruldu mu?

Duruldu diyebilirim. Zaten piyasayla ilgili çok büyük sıkıntımız yoktu. 12 bankayla vardı, çoğuyla anlaştık. Yılbaşından önce bankalarla görüştük. Bugünkü tavrı o zaman gösterselerdi daha farklı bir tablo olurdu. Faiz oranlarını yükselterek bizi çok sıkıntıya soktular. Ellerinde Demokles'in kılıcı var. İstedikleri zaman kullanıyorlar.

TEHLİKEYİ GÖREMEDİM
 'Keşke kredi kullanmasaydım' diyor musunuz?

En doğrusu o tabii... Ama işinizi büyütüyorsanız veya büyük çaplı işleriniz varsa bu çarkın içine girmek zorundasınız.

 Ödeme güçlükleri tam olarak ne zaman başladı?

2008 krizine yatırımda yakalandık, faizler yükseldi. Piyasalardaki sıkın bize yansıdı. 15 milyon liralık alacağımızı tahsil edemedik. Sıkıntı kartopu gibi büyüdü ve bu duruma geldik.

 Bankaların tavrıyla ilgili rahatsızlıklarınızı biliyoruz. Bu noktaya gelmenizde sizin suçunuz yok muydu hiç?

En büyük suçum insanlara güvenerek işlerimi teslim etmem oldu. STK'larla uğraşmaktan dolayı işlerin kontrolünü iyi yapamadım. Uzaktan tehlikenin boyutlarını fark edemedim.

 Etiler Marmaris'i alarak gıda işine de girdiniz. O yatırımdan dolayı pişman mısınız?

Zamanlama itibariyle yanlıştı. 2 yıl sürdü, bu işten çıktık. Bunun ciddi bir maliyeti oldu, zarar ettik. Ayrıca otomotiv sektöründe de yatırımlarımız oldu. Malatya ve Elazığ'da Volkswagen bayisi açtık. Onlar devam ediyor. Memleketimiz Malatya'da 12 milyon liraya hayvancılık yatırımı yaptık. oradan da beklediğimi bulamadım.

OTURDUĞUM EVİ DE SATTIM
 Hiç maddi birikiminiz kalmadı mı?

Zaten çok gayrimenkullüm yoktu. Oturduğum ev de dahil tüm gayrimenkulleri sattım. İyi zamanlarımızda gayrimenkul almadığım için pişmanım. Hep işe yatırım yaptım. Oysa bu bir hataymış.

 Yaşam standardınız çok düştü mü?

Elbette bazı şeyleri düşürmek zorunda kalıyorsunuz. Artık daha dikkatli olmaya çalışıyorum. İçimden alışveriş yapmak gelmiyor.

 'Keşke'leriniz var mı?
Aslında mümkün olduğu kadar keşke demeyi sevmiyorum. Benim için geç de olsa bir tecrübe oldu. Sadece 'Bunu keşke 15 yıl önce yaşasaydım' diyorum. Çünkü bugün çok farklı konumda olurdum. Sonuçta iyi niyetimden dolayı çok şey kaybettim. Birçok alacağımı tahsil edemedim.

KİMSEYE KÜS DE KIRGIN DA DEĞİLİM
 Sektörden arkadaşlarınız size destek verdi mi?

Sonuçta herkes kendi işinde gücünde. Kimseden de bir beklentim yok. Telefon açıp halimi hatırımı soranlar oldu, açmayanlar da oldu... Bu tür durumlar bazı şeyleri daha net görmenizi sağlıyor. İnşallah hepsi geçecek. Kimseye küs değilim, gönül de koymadım.

SİMİT SATARAK BAŞLADIM

Babası, Sultanhamam'da odabaşılık yapan Tanrıverdi, ilkokuldan itibaren yaz tatillerinde çalışmış. İlk işi simit, galeta ve ardından su satmak olmuş. İlkokul üçten sonra fabrikalarda atölyelerde çalışmış. 1979'da liseyi bitirince kendi işini kuran Tanrıverdi, Marmara Üniversitesi Siyasal Bilimler Fakültesi mezunu. O günlerin kendisini hayata hazırladığını söyleyen işadamı, "2 kızım, bir oğlum var. İnsanın belli yaştan sonra hayattan çok fazla beklentisi kalmıyor. Geçmişte çok büyük ideallerim vardı. Çocuklarım olmazsa eşimle birlikte bir Anadolu kasabasına gider standart bir hayat yaşarım" diyor.

 YALNIZ YOLCULUĞU SEVERİM
Müzik dinleyerek rahatladığını söyleyen Tanrıverdi, "Çok ayrım yapmam. Türk Halk Müziği çok seviyorum. Arabesk de dinlerim. iPhone'umda 3 bine yakın parça var. Geçenlerde radyoda Özcan Deniz'in 'Aslan Gibiyim' parçasını dinledim ve çok sevdim. Facebook'ta paylaştım. Ahmet Kaya'yı çok severim. Tek başıma arabama binip Malatya'ya gittiğim dönemler oldu. Yolda araba kullanırken müzik dinlemek benim için büyük keyif" dedi.
 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir