'Lobi’de buluşamadılar

Başbakan Erdoğan’ın gündeme getirdiği ‘faiz lobisi’ tartışmasına 3 ayrı isimden yorum geldi.

'Lobi’de buluşamadılar

Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, bazı özel bankaların faizci olduğunu iddia ederken, dünyaca ünlü ekonomist Jeffrey Sachs sert düşüşlerde bankaların suçunun olmadığını söyledi. TÜSİAD Başkanı Muharrem Yılmaz ise, “Faiz lobisi’ni anlayamıyorum. Ortada kâr yok ki menfaat olsun”  dedi.

BANKANIN SUÇU YOK
‘GEZİ Parkı’ eylemleri öncesinde 3 hafta Türkiye’yi ziyaret edip Guardian’a Türkiye ekonomisini öven bir makale yazan BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon’un özel danışmanı Jeffrey Sachs, Hürriyet’e konuştu. Columbia Üniversitesi Earth Institute Direktörü Profesör Sachs, olaylar öncesi yazdığı makalede Türkiye’nin bölgesi için kopyalanması zor ve başarılı bir model ortaya koyduğunu belirtmiş ve ekonomi yönetimini övmüştü. Sachs son gelişmeler hakkında ise, “Protestolar barışçıl bir şekilde çözülmeli. İstanbul borsasında yaşanan düşüşte bankalar suçlanmamalı” yorumunu yaptı. Sachs sorularımıza şu cevapları verdi:
Guardian’a mayıs sonunda yazdığınız makalede Türkiye ekonomisini kopyalanması zor iyi bir model olarak yazdınız. Protestolar sonrası Türkiye ekonomisini nasıl görüyorsunuz?
-  Protestoların yükselmesi ekonomiyi olumsuz etkiledi ancak büyük bir etkiden söz etmemek gerekir. Borsa zirvesinden yüzde 16 aşağıda görünüyor ancak hala geçen seneye göre yüzde 32 yüksek. Protestoların uzun dönem etkisi ise protestolara müdahalelerin sonuçlarına bağlı olacaktır.
Hükümete bu protesto krizini yönetmek için tavsiyeleriniz var mı?
-  Kesinlikle daha uzlaştırıcı yöntemler tavsiye ediyorum. Protestoculara yönelik şiddete son verilebilir. Öte yandan tartışılan parktaki protestocular dinlenmeli, demokratik yaklaşımlar ön plana çıkarmalı ve çevre ile ilgili konularda kamunun katılımı sağlanmalı. Kamu endişelerini gidermek için tartışılan projelerin tasarımlarında değişikliğe de gidilebilir. 

ARTAN TANSİYON ETKİLİ OLDU

Protestolar sonrası piyasaların sarsılması sonucu hükümetten özel bankalara yönelik eleştiri geldi ve “faiz lobisine” hizmet ettikleri söylendi. Siz bankaların borsanın düşüşünde böyle bir rolü olabileceğini düşünüyor musunuz?
-  Borsanın düşüşünde suç kesinlikle bankalarda değil. Protestolar, hükümetin sert tedbirleri ve artan tansiyon bu düşüşe sebep oldu.
Bu protestolar ve verilen cevap sonrasında Türkiye hakkında iyimser görüşlerinizde bir değişme oldu?
Ben büyük resimde Türkiye’ye hayranım ve umarım ki ekonomik ve demokratik yönetim yönünde gelişmeye devam edersiniz.      / Barış BALCI


BAZI ÖZEL BAMNKALAR FAİZCİ

EKONOMİ Bakanı Zafer Çağlayan, Gezi Parkı eylemlerinin ardından borsada ve dövizde yaşananları “ufak geçici rüzgârdan ibaret, gelir geçer” sözleriyle değerlendirdi. Çağlayan, Türkiye ekonomisinin 24 Avrupa ülkesinden daha sağlam olduğunu belirterek, bazı özel bankaların faizci olduğunu ve istikrarın bozulmasını istediklerini öne sürdü. Çağlayan, TBMM’deki sohbetinde, son günlerde ekonomide yaşanan gelişmeleri, siyasi açıklamaların borsaya etkisiyle ilgili şu değerlendirmelerde bulundu:
“Türkiye’de ekonomi son derece sağlam. Bir ekonomin sağlam olup olmadığı, toplam borcun milli gelire oranıdır, mali disiplindir, bütçe açıklarıdır. Böyle bir ortamda, borsanın inip çıkması veya faizlerin inip çıkması önemli değil. Yabancı medya kuruluşları pireyi deve yapıyor. Bazı basın kuruluşları kasıtlı yayınlar yaparak Türkiye’nin dünyadaki algısını farklı gösteriyor. Borsadaki olayda yabancılar daha fazla hâkim. Borsadaki değişikliklerde yabancıların payı daha fazla.”

EKONOMİMİZ KAYA GİBİ
Çağlayan, Türkiye’nin ekonomik yönden kaya gibi olduğunu belirterek şunları söyledi: “İstikrar da öyle. Türkiye son 30 yılda 1.5 trilyon dolar faiz ödedi. 10 yıl önce Türkiye’deki 100 liranın 74 lirası faize gidiyordu. Bugün 15 lirası faize gdiyor. Bu durum bazı çevreleri rahatsız ediyor. Faiz lobisini rahatsız ediyor. Biz özel bankaların tamamını da aynı kefeye koymuyoruz. Onlar kim olduklarını gayet iyi biliyorlar. Bazı özel bankalar Türkiye’deki ekonomik ve siyasi istikrarı bozma hedefleri var.
Çünkü faizi yükseltmek istiyorlar. Ama işini iyi yapanlara tek kelime lafımız yok. Bankacılık krizi filan da çıkmaz. Hiçbir şey olmaz..”

VAMPİRLİK DÖNEMİ BİTTİ

EKONOMİ Bakanı Zafer Çağlayan dün Mersin’de yaptığı açıklamada da “Başka işlerle uğraşan bankalar var. Milleti sömürerek, askere çocuğuna para gönderenlerden ahlaksız kesinti yapan bankalardan bahsediyoruz. Uyarıyorum, bunların isimleri bizde kayıtlı” dedi. Çağlayan şunları söyledi: “Faizleri daha yükseltip, Türkiye’nin iliklerini, kemiklerini sömürmek yakışmaz. Vampirlik dönemi bitti. Artık yeni bir Türkiye var. Kimsenin gücü yetmez, taş gibi bir ekonomimiz var. Son olaylar iyi değerlendirilmeli. Biz devletiz, hükümetiz. Sizlerden fazla bilgiye haklı olarak sahibiz. Herkesin aklını başına devşirmesi gerekiyor. Bu ülkeden, bu insanların üzerinden para kazananların, bu ülkeye kazık atma lüksü olamaz. Bizim gayemiz kavga etmek değil, ülkemizi birlik içinde götürmek.” / Nuray BABACAN / ANKARA

KAR YOK Kİ MENFAAT OLSUN
TÜRK Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Muharrem Yılmaz, faiz lobisini anlamak konusunda sıkıntısı olduğunu belirterek, “Faiz lobisi mi çıkar grupları mı? İngilizcedeki anlamıyla menfaat grupları anlamına gelir bu” diye konuştu. Yılmaz, Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği’nin Kültürpark’ta düzenlediği “Türkiye ve Dünya Ekonomisi, Gündeme İlişkin Değerlendirmeler” konulu toplantıda yaptığı konuşmada şunları söyledi:

HERKES ZARAR EDİYOR
“Bizde faiz lobisinden ne kastedildiğini çok sağlıklı anlamıyorum doğrusunu isterseniz. Çünkü bugünkü ortamda faiz elde eden herkes, zarar görür değil mi? Elinde faiz elde etmek için Hazine kağıdı bulunduranın, şu anda geliri düştü, zarar ediyor. Bundan kimse faydalanmıyor. Dövizini bozup faize yatırmış olan şimdi dövizini bozdurduğundan, daha yüksek yerden dövizini geri alarak zarar ediyor. Yani kimsenin ekonomideki bu gelişmeden bir kâr çıkartabileceğini düşünmüyorum. Benim ekonomi bilgim, işadamı olarak tecrübem, bugün bu alanda menfaat sağlayabilen olduğunu düşündür-müyor.”
Yılmaz, son günlerde yaşanan Gezi Parkı olaylarla ilgili düşüncelerini paylaşmak istediğini de ifade ederek, yaşananları iyi anlamanın demokratikleşme yolunda Türkiye’ye önemli katkılar sağlayacağını düşündüğünü söyledi.

Çoğulculuk, katılımcılık, şeffaflık ve hesap verme kültürü çağdaş demokrasilerde birey-devlet ilişkisinin sağlıklı kurulabilmesi için ön şart olduğunu anlatan TÜSİAD Muharrem Yılmaz, “Bu şartın oluşmaması, devlet-birey ilişkisini zayıflatmakta, bireylerde dışlanmışlık
hissi yaratmakta ve vicdanları yormaktadır”
diye konuştu.

BECERİ LAZIM

MUHARREM Yılmaz, Türkiye’nin sorunlarını çözecek güven ortamını tesis etmek gerektiğini vurgulayarak, şöyle dedi: “Şiddet ve terör ortamını tümüyle ortadan kaldırabilecek çözüm sürecinde önemli bir mesafe alınmışken, yeni anayasada uzlaşma yönünde çabalar devam ederken, biz meydana gelen toplumsal olayların yönetimini daha becerili bir şekilde yapmamız lazım. Çevre duyarlılığı ile başlayan, ancak art arda gelişen, idare zafiyetleriyle olayları bu kadar büyütüp vatandaşlarımızın zaman zaman tahammül sınırlarını aşacak bir boyuta getirmemeliyiz.” Yılmaz, “Türkiye’de Arap Baharı gibi bir şeyler mi oluyor” diye kendilerine sorular yöneltildiğine de işaret ederek, “O baharları yaşayanlar, demokrasinin tadını hiç alamadılar ki. Biz demokrasinin kıymetini biliyoruz. Biz demokrasinin nimetlerini daha çok devşirmek istiyoruz” değerlendirmesinde bulundu.