Dünyada yolsuzlukta artış ve bununla mücadelenin yetersiz olduğu kanısı yaygın.
Uluslararası Şeffaflık örgütünün yaptığı dünya çapında bir araştırmaya göre, insanların çoğu yolsuzluğun son iki yılda giderek arttığı ve 2008 finans krizinden bu yana hükümetlerin bu konudaki mücadelesinin zayıfladığı görüşündeler.
Merkezi Berlin'de olan örgütün "Küresel Şeffaflık Barometresi" adlı araştırması, 107 ülkede 114,000 kişiyle yapıldı. Araştırmanın ana konusu yolsuzluk ve bu tür faaliyetlere en çok bulaşmış olan kurumlar.
1- Siyasi partiler
Sonuçlara göre, küresel ölçekte ahlaki bozulmuşluğa en çok batmış olan kurumların başında siyasi partiler geliyor.
"Aşırı derecede yolsuzluğa bulaşmış" demek olan 5 notunun en yüksek yolsuzluk notu olduğu skalada, siyasi partiler 3.8 aldılar.
Ankete katılanlardan, yaşadıkları ülkenin hükümetlerinin yolsuzlukla yaptığı mücadelenin yeterli olduğuna inananların oranı yüzde 23'te kaldı. Bu oran 2008 yılında yüzde 32 idi.
Uluslararası Şeffaflık örgütü yaptığı yazılı açıklamada, "Kendilerine olan güveni yeniden kazanmaları için politikacıların yapması gereken çok şey var" denildi.
"Barometre, siyasette bir güven krizi bulunduğunu ve bu kurumların suçluları adalete teslim etme yeteneği hakkında ciddi kaygılar bulunduğunu gösteriyor."
2- Polis
Araştırmaya göre, 12 kurumdan oluşan listede ahlaki olarak en kusurlu ikinci kurum ise küresel ölçekte 3.7 notu alan polis oldu.
Polisi, hepsi 3.6 notu alan üç kategorideki kurumlar izliyor. Bunlar kamu görevlileri/devlet memurları, parlamento/yasama organları ve adli kurumlar.
9- Medya
Medya ise 3.1 notuyla 12 sıralı değerlendirmede dokuzuncu oldu.
Ordu, 2.9 ile 10 sırada yer alırken, STK'lar 11., en az yolsuzluğa bulaşmış kategori olarak görülen dinsel kurumlar ise son sırada yer aldı.
Uluslararası Şeffaflık açıklamasında şöyle denildi:
"Ahlaki olarak en kötü çıkan kurumlar, ülkeleri yönetmesi ve hukukun üstünlüğünü savunması gereken oyuncular oldu. Bunların, ellerindeki yetkiyi ve gücü istismar ederek temsil ettikleri ve hizmet etmeleri gereken yurttaşların değil, kendilerinin çıkarına göre davrandıkları görülüyor."