Gül: "Moralinizi bozmayın, işinize gücünüze bakın"

TÜSİAD'ın YİK Toplantısı'na katılan Gül, konuşmasında yaşanan olumsuzlukları geçici olarak nitelendirdi ve Türk iş dünyasının moralini bozmadan işine gücüne bakmasını istedi.

gul: moralinizi bozmayin, isinize gucunuze bakinCumhurbaşkanı Abdullah Gül, devlet sistemi içerisinde anayasa ve kanunların bağlayıcı olduğunu belirterek, "Devlet sistemi içinde ayrı devletler, ayrı oluşumlar, referanslarını başka yerlerden alan dayanışmalar kesinlikle söz konusu olamaz" dedi.

Gül, TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi toplantısındaki konuşmasında, yapılan reformlar, kararlı uygulamalar sonucunda Türkiye'nin üst orta gelirli bir ülke olduğunu belirtti.

Böyle devam edilebileceğini ancak Türkiye'nin amacının bu olmadığını vurgulayan Gül, "Hepimizin hedefi daha yüksek, üst gelirli bir ülke haline gelmek. Çocuklarımızı ve geleceğimizi daha yüksek gelirli bir ülkede yaşar kılmak. Önümüzdeki büyük mesele bu" diye konuştu.

Bunun gerçekleştirilmesine yönelik Onuncu Beş Yıllık Kalkınma Planı'nda her şeyin ortaya konulduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Gül, şunları söyledi:

"Yapacağımız şey nedir? Önce tabii kimler bugün yüksek gelirli ülke, onlara şöyle bir baktığımızda, birinci şart tabii ki çok yüksek demokratik standartları gerçekleştiren ülke yüksek gelirli bir ülke olabilir. Tabii ki yüksek demokratik standartlar dediğimizde hukukun üstünlüğü, hukuk standartlarının yüksekliği, hukukun uygulanmasındaki şeffaflık ve hukukun verdiği güvence. Hukuk her şeyin başıdır. Buna en açık misal 2000 yıllara kadar Türkiye'de yılda 1 milyar doların üzerinde yabancı sermaye gelmezken hukukumuza güvenmediği için gelmiyordu. Ama yapılan tüm reformlar neticesinde eğer son on yıl içinde her sene en az on milyar dolarlık yabancı sermaye geliyorsa Türkiye'ye olan güvenden dolayı, çok açık bir misal. Bizim daha ileri gidebilmemiz için muhakkak ki bütün bunları konsörve etmemiz ve bütün bunları çok daha güçlendirmemiz gerekir. Bu vesileyle de şunu söylemek isterim, tabii ki devlet sistemi içerisinde anayasa, kanunlar bağlayıcıdır. Devlet sistemi içinde ayrı devletler, ayrı oluşumlar, referanslarını başka yerlerden alan dayanışmalar kesinlikle söz konusu olamaz. Türkiye'nin şeffaflaşması, Türkiye'de hukukun eşit, herkese bu çerçeve içerisinde uygulanması, Türkiye'nin yüksek gelirli bir ülke olma yolundaki en önemli sınavlarıdır."

AB MÜZAKERELERİ

Bunun gerçekleştirilmesine yönelik Avrupa Birliği müzakere süreçlerinin en iyi mekanizmalar arasında yer aldığını aktaran Gül, "AB'ye Türkiye, sadece Avrupa Birliği'ne üye olmak için girmeyi istemiyor ki. Türkiye'nin AB üyeliği aslında herhangi bir Avrupa Birliği'nin demokratik, hukuk ve ekonomik standartlarına ulaşmadır amacı" ifadelerini kullandı.

Müzakereleri başarıyla bitirdikten sonra Norveç'in kendi tercihiyle AB üyesi olmadığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Gül,  "Ama böyle bir ülke olabilmek için de çok kararlı bir şekilde müzakere sürecini yürütmemiz ve müzakere süreci içindeki bütün fasılları yerine getirmemiz gerekir. Bu fasılların yerine getirilmesidir işte Türkiye'yi her alanda yüksek standartlara kavuşturacaktır ve ulaştıracaktır" dedi.

"TÜRK EKONOMİSİNİN LOKOMOTİFİ ARTIK ÖZEL SEKTÖRDÜR"

Eğitimin de yüksek gelirli bir ülke olunması için önem verilmesi gereken konular arasında yer aldığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Gül, şunları kaydetti:

"Bugün istatistikler yaptığımızda üniversitelerimizin çokluğuyla, üniversitelerdeki öğrenci sayılarının çokluğuyla övünebiliriz. Ama nitelik ve kalitesi açısından bütün bunları konuşmaya başladığımızda hala çok büyük sorunlarımızın, hala çok büyük problemlerin olduğunu da hepimiz biliyoruz. O bakımdan zaman kaybetmemiz gerekir, Türkiye'nin enerjisini hiçbirimiz boşa kaybetmemiz ve harcamamamız gerekir. Aslında Avrupa'da ve dünyanın birçok yerinde büyük sıkıntılar yaşanır ve oralarda durgunluk varken, Türkiye'nin çok daha hızlı adımlarla büyümesini gerçekleştirmesi için tarihi fırsat çıkmıştı önümüze. Bu fırsatı bir süre yakalayabildik ama son dönemde büyümede de tabii biraz geriye düşüldü. Bunu tekrar toparlayabilmek gerekir, bu yine özel sektörle olacaktır. Çünkü Türk ekonomisinin lokomotifi artık özel sektördür. Özel sektör istihdam yaratmaktadır. Özel sektör vergi ödemektedir. Özel sektör ihracat yapmaktadır. Özellikle belli bir hacmin, ölçeğin üzerindeki bütün firmalarımız kamu firması gibi sahiplenilir ve hepinizin başarılı olmasına hepimiz çok özen gösteririz."

Moral, motivasyonun sadece iş dünyasında değil her alanda çok önemli olduğunu dile getiren Gül, "Türkiye yeni seçim döneminden geçti. Seçim döneminin ne kadar sert olduğunu ve ne kadar gergin olduğunu hep beraber yaşadık. Ama şunu da unutmayın Türk siyasi geleneği maalesef böyle. 1950'den beri baktığınızda en parlak dönemlerde bile siyasi geleneğimizin yeri geldiğinde ne kadar sert olduğunu görüyoruz" dedi.

Gelişmiş demokrasilerde, daha yüksek gelirli ülkelerde bu tip geleneklerin de değiştiğine dikkati çeken Gül, "İnanıyorum ki, önümüzdeki yıllarda bunlar da değişecektir. Ama bunlar iş aleminin, sizin hiç kimsenin moralini bozmaması gerekir. Şunun da kıymetini herkes bilmesi lazım; istikrar, güven ortamı ancak büyümeyi gerçekleştirir. İstikrar ve güven ortamı varsa köklü reformlar yapılabilir ve önemli adımlar atılabilir. Son döneme baktığımızda bunun bütün avantajlarını gördük" ifadelerini kullandı.

"TELAŞA DA HİÇ KAPILMAMAK LAZIM"

Türkiye'nin şimdi önüne bakması gerektiğini belirten Gül, şunları söyledi:

"Önümüzde Cumhurbaşkanlığı seçimleri, diğer seçimler var diye, telaşa da hiç kapılmamak lazım. Nihayette her şeyin kuralları da belli. Mahalli seçimler yapıldı, büyük bir katılımın olduğunu gördük. Çeşitli itirazlar söz konusu oldu ama bütün hukuki mevzuat çerçevesi içerisinde itiraz mekanizmaları çalıştı ve hala çalışanlar da var. Ama genel olarak baktığımızda halkın da ne kadar çok sahiplendiğini görüyoruz. Önemli olan kurallarda belirsizliğin olması, daha önce yaşadığımız belirsizlikler veya ortaya çıkartılan suni krizler, nihayette yeni düzenlemeleri getirdi. Şimdi önümüzde kurallar belli. Onun için herkesin işine gücüne bakması gerekir. İş aleminin özellikle başarısı hükümetin de başarısıdır. Türkiye'nin de başarısıdır. Devletin de başarısıdır. Nihayette çıkıp da şu kadar istihdam oluşturuldu, yarattık denirken. Bu istihdam devlet memurlarının çokluğuyla veyahutta kamuda çalışanların çokluğuyla sağlanamaz ki, özel sektör ne kadar gelişirse ne kadar işlerinizi büyütürseniz, ne kadar sizler başarılı olursanız Türkiye'nin ekonomik göstergelerindeki olumlu göstergeler de o kadar çok gelişir. Onun için sizler moralinizi hiç bozmayın, herkes işine gücüne koyulsun. İnanıyorum ki, bu söylediklerimin herkes farkındadır. Konjonktür gereği tabii ki tartışmalar olur."

Demokratik ülkelerde çoğulculuk her şeyin başı olduğunu dile getiren Gül, "Çoğulculuğun olmadığı yerlerde tartışma söz konusu olmaz. Tartışmalar olacaktır, önemli olan tartışmaların kırıcı, dışlayıcı olmaması ve tartışmalar neticesinde hepimizin kutuplaşmamamız. Bunun ötesinde herkes fikrini söyleyecektir, herkes düşüncesini ortaya koyacaktır" diye konuştu.

Türkiye'nin geleceğinin parlaklığından hiçbir zaman şüphe etmediğini kaydeden Cumhurbaşkanı Gül, şöyle devam etti:

"Hepimiz yeri geldiğinde düşüncelerimizi ifade edeceğiz, herkes edecektir. Muhakkak ki bunlar da hep dinleniyordur, bütün bunlara hepsine önem veriliyordur. Türkiye'nin Avrupa Birliği konularına TÜSİAD'ın ne kadar sahip çıktığını yakından bilen bir kişiyim. O bakımdan dolayı hepinizi gerçekten tebrik ederim. Çünkü sadece kendi camiamızın meseleleriyle değil bütün Türkiye'nin meseleleriyle de yeri geldiğinde ilgileniyorsunuz ve güzel önerilerde bulunuyorsunuz. Bugünkü toplantının neticesinde herhalde uzmanlar seviyesinde yapılan tartışmalarda da bu yönde,bir çok yeni öneriler gelecektir. Bu önerileriniz raporlar halinde ilgililere verilecektir. Bunların uygulamaya geçilmesinde de sizin çok büyük katkılarınız olacaktır."

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, "Krizlerden Türkiye dersini alarak yoluna devam ediyor. Başta 2001 krizi olmak üzere, tarihimizin en acı krizini yaşadık, milli gelirimizin yüzde 25'ini neredeyse kaybettik. Ama ondan sonra aldığımız derslerle finans sektörünü, bankacılık sektörünü, kamuyu, bütün bunları yeniden yapılandırıp çok köklü, demokratik, hukuk ve ekonomik reformlarla Türkiye'yi yenilemeyi başardık" dedi.

Gül, Sheraton Otel'inde düzenlenen TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi 2014 yılı ilk toplantısına katılan Gül, Cumhurbaşkanı olarak, özellikle iş dünyasına ve iş dünyasının bütün temsilcilerine, derneklerine, vakıflarına, farklı görüşlerde, farklı çatılarda hepsine daima kucak açtığını belirterek, hepsinin başarılı olması için gayret sarf ettiğini söyledi.

Gül, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği başta olmak üzere, bütün iş alemini, özellikle yurt dışı gezilerinde davet ettiğini, dışarıdan devlet adamları geldiğinde buluşturduğunu ifade eden Gül, "Birçok iş forumlarında bir araya gelip, sizlerin başarısını, ülkemizin başarısı olarak gördüğüm için daima destekliyorum. Şu bir gerçek ki, Türkiye'nin kalkınması, Türk ekonomisinin ana motoru artık sizlersiniz, özel sektördür. Bunu 1980'den sonra başlayan köklü değişikliklerle gerçekleştirmeye başladık. Her ne kadar 2000'li yıllara kadar, çok büyük sıkıntılar çekildiyse de bir taraftan siyasi, bir taraftan ekonomik büyük krizler yaşandıysa da zaman zaman demokrasi dışı sıkıntılarla, müdahalelerle karşılaştıysak, büyük ekonomik krizler yaşandıysa da trend bugün daima özel sektörü öne çıkartan, Türkiye'de demokrasiyi güçlendiren bir şekilde devam etmiştir. Bundan sonra da böyle olacaktır" diye konuştu.

GEÇMİŞİ EN İYİ İŞADAMLARI BİLİR

Geçmişi en iyi bilenlerin işadamları olduğunu kaydeden Gül, taşın altında eli bulunanların işadamları olduğunun altını çizdi. Gül, "Ay sonu geldiğinde çalışanlara maaş ödeyeceksiniz, kiraları ödeyeceksiniz. Hazineden, devletten ödenmeyecek bunlar.  Bu bakımdan sıkıntıları da en iyi siz bilirsiniz, başarıları da en iyi siz bilirsiniz" dedi.

Gül, Türkiye'nin yüksek enflasyonlu, faizli dönemlerinde, bir gecede insanların zenginleşip fakirleştiği, bir gecede borçlarının birkaç misli arttığını anımsatan Gül, şunları söyledi:

"Bütün bunların hepsini geçmişte yaşamışsınızdır. Onun için bugün birçok konularda daha hassas davranıyorsunuz ve bu tip acı deneyimler bir daha Türkiye'nin önüne gelmesin diye uğraşıyorsunuz. Ama birçok krizlerden de Türkiye dersini alarak yoluna devam ediyor. Başta 2001 krizi olmak üzere, tarihimizin en acı krizini yaşadık, milli gelirimizin yüzde 25'ini neredeyse kaybettik. Ama ondan sonra aldığımız derslerle finans sektörünü, bankacılık sektörünü, kamuyu, bütün bunları yeniden yapılandırıp çok köklü, demokratik, hukuk ve ekonomik reformlarla Türkiye'yi yenilemeye başardık.

Bunun neticesidir ki 30 yıldan sonra enflasyon, 30 yıl bir nesil demektir, tek rakamlı seviyelere indi. Bunun içindir ki yüksek faizlerden neredeyse gerçek reel faizlerin negatife geçtiği dönemlere yaklaştık. Bunun içindir ki istihdamda Avrupa ile mukayese ettiğimizde çok da iyi duruma geldik. Bütün bunlar köklü reformlarla gerçekleşti. Ekonomik ve demokratik reformlar, hukuk reformları el ele devam etti bütün bu süre içerisinde ve neticede Türkiye içeriden, dışarıdan gelecek bütün şoklara hazır hale gelmiş oldu."

Türkiye'nin 2009'daki büyük küresel finans krizinden en az zararla çıkan ülke olduğunu hatırlatan Gül, bunların hafızalardan atılamayacağını bunları işadamlarının yaşadığını vurguladı. Gül, "Şirketlerinizin bilançolarını yaparken sene sonu geldiğinde 'kar mı, zarar mı?' ediyorsunuz bilemez haldeydiniz. Yurt dışından Türkiye'ye gelen yatırımcılar sene sonunda bakıyordu, 'kazandık mı kaybettik mi?' derken 50 milyon dolar getirdiyse birden bire sermayesi 40 milyon dolara inmiş adamın. Bunu görüyorlardı. Böyle bir ülkeden bugün geldiğimiz noktanın kıymetini bilip, bunu daha ne kadar ileriye nasıl taşıyacağız. Bunu muhakkak konuşmamız gerekiyor" diye konuştu.

YAPILAN REFORMLARLA TÜRKİYE ÜST ORTA GELİRLİ BİR ÜLKE

Gül, bu istişare toplantılarında yapılacak değerlendirmeler neticesindeki öneriler ve tespitlerin ekonomi yönetimi tarafından ciddi bir şekilde değerlendirileceğine işaret ederek, "Burada özellikle şuna vurguda bulunmak isterim. Bunu sizlerle zaman zaman tek tek de paylaştım. Bu tip öneriler söz konusu olduğunda, ne kadar yapıcı öneriler gerçekleştirilirse verdiğiniz mesajların alınmasına ne kadar çok fırsat verecek şekilde mesajlarını verirseniz nihayette uygulamacılarda bunlara o kadar çok önem gösterecektir" değerlendirmesini yaptı.

Türkiye'de tartışılan çeşitli düşünceler ve kanaatlar bulunduğuna dikkati çeken Gül, "Ama bunların hepsinin, bazı olumsuzluklar olduğunu da görüyorum, bunların geçici olduğunu bilmeniz gerekir. Türkiye böyle bir trendi yakaladıktan sonra muhakkak ki yolu daha yükseklere çıkmaktır. Bugün hepimiz biliyoruz ki Türkiye alt orta gelirli bir ülke değil. Bu yapılan reformlar neticesinde bugün üst orta gelirli bir ülkeyiz. Ama bizim amacımız böyle devam etmek değil" dedi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir