Facebook ve Twitter medyayı solladı

Artık dünya çok farklı bir yer. Wall Street, Tahrir gibi tarihi vakaların eylemcileri ışık hızında örgütlenmek için Twitter’ı kullanıyor

Facebook ve Twitter medyayı solladı

Twitter’ın kullanıcı liginde üst sıralarda yer alan Türkiye’nin de bu akımdan etkilenmemesi düşünülemezdi elbet.Sosyal medya, özellikle de Twitter’ın bu gezegenin ahalisi üzerindeki etkisi çok ciddi bir realite.

Milliyet'in haberine göre sosyal medyanın iki önemli aktörü Facebook tarafında 32 milyon kullanıcısı bulunan Türkiye, 10 milyonluk Twitter kullanıcı rakamıyla da Tweet liginde iddialı bir konumda yer alıyor.

“Gezi İsyanı” gösteriyor ki, Twitter, Facebook gibi platformlar her ne kadar bilgi kirliliğine çanak tutsa da olayları canlı şekilde yaşayan kişilerin paylaşımları sayesinde önemli ölçüde farkındalık yaratabiliyor.

ELE AVUCA SIĞMAZ Kİ...

Sosyal medyayı, ana akım medyadan ayıran en önemli fark ele avuca sığmayan bağımsız tavrı. Korkmuyor, kimseye eyvallah demiyor, politika yapmıyor, kendi çıkarını öne koymuyor. Tek amaç paylaşmak, kendini ifade etmek. Özellikle Twitter’ın gençlerde, Facebook’un interneti Facebook zanneden daha olgun kitlede büyük etki yaptığı kesin.
“Olay ne kadar büyüdü?” diye soranlara Twitter aracılığıyla bir yanıtımız olacak... Gezi isyanıyla ilgili olarak yabancı TV kanalları yayınlar yaptı. Twitter’da Gezi Parkı hashtag’lerinin dünya listelerine girmesi olaylara olan ilgiyi artırdı. Bazı yabancı ünlü isimler bile Taksim’de yaşananlara tepkisiz kalamadı.

Hiçbir şey olmuyormuş gibi yapan TV’ler ise toplama işlemindeki sıfır, çarpma işlemindeki 1 gibi davranmayı seçti. İşte bu yüzden medyayı, “sosyal” ve “geleneksel” diye ayırmayalım artık. İki medya kuruluşu var, adları da Facebook ve Twitter...

GAZIN TADINI ALDIK

Bazen çok radikal söylemi olan bir eyleme katılırsınız. Sınırları zorlayan. Genelin çok hazzetmediği...
Bu gerekli de olabilir bazı koşullarda. Ancak Gezi Parkı’nın yerine AVM yapılmasına karşı çıkmak bir aktivist için tarihin en kolay seçimlerinden biri olmalı.
Bu kadar Chillout festivali havasında geçen masum bir protestodan, kan dökecek bir kolluk gücü müdahalesi çıkması sadece eylemin hacmini artıran bir sinerji yaratmaya yaradı.
Artık büyük çoğunluk sadece Gezi Parkı’nın ağaçları için değil, protesto yapma hakkı için yürüyor.
Fenerli ile Cimbomlu, Çarşı ile Bursasporlu, Karşıyakalı ile Göztepeli’nin kolkola yürümesi önemli bir resmin ifadesi.
Biber gazının insanları birleştirme potansiyelinin hakkını vermek gerekiyor. Çünkü o gaz; çocuk, yaşlı, kadın, turist, Türk, Kürt, Fenerli, Beşiktaşlı, müslüman, ateist, zengin, fakir ayırt etmiyor.
Benim gibi yemek yediğiniz bir restoranın içine de kapsül atılabilir. Ve kapalı bir alanda nefes alamazken “Demek buraya kadarmış” diye düşünebilirsiniz. Çünkü güzel ülkemizde hepimiz eşit