Başbakan Erdoğan, gazetelerin genel yayın yönetmenleri ile Adile Sultan Sarayı'nda toplantı düzenledi. Erdoğan toplantıda, ''Haremimize varıncaya kadar iftiralar atıldı. Tabii bunun bir de hesap günü var. O gün gelince hesaplaşacağız. Yerleyeksan olacaklar.'' ifadelerini kullandı.
Başbakan Erdoğan toplantıda önce yerel seçim sonuçlarını değerlendirdi ve tabloyu şöyle özetledi;
''Türkiye genelinde toplam 1394 belediyenin 821'ini biz kazandık. Bu yüzde 59'a tekabül ediyor.
* 919 ilçe belediyesinden 560'ı AK Parti'de. Bu da yüzde 61 ediyor.
* 394 belde belediyesinden 213'ü bizde. Yüzde 54'e denk düşüyor.
* 30 büyükşehir belediyesinden 18'i AK Parti'de. Bu da yüzde 60 ediyor.
* 51 il merkezinden 32'sini kazandık. Bu da aşağı-yukarı yüzde 63'e denk geliyor."
ERDOĞAN'I EN MUTLU EDEN YERLER
Başbakan kendisini en çok mutlu eden yerleri şöyle sıraladı, ''Ordu. Sakarya. Kocaeli, Tokat, Bayburt, Düzce, Kilis, Gümüşhane... Buraları tüm ilçeleriyle birlikte aldık. Antalya'yı geri aldık. Artvin'i bir ilçe dışında tümüyle kazandık.''
''TERLEYEN, KOŞAN, KOŞTURAN CUMHURBAŞKANI...''
Cumhurbaşkanlığı seçimleri ile ilgili konuşan Erdoğan, "Anayasa, Cumhurbaşkanı'nı yürütmenin başı olarak görüyor. Bu seçimden sonra sorumluluklar daha da farklı olacak. Protokol cumhurbaşkanı değil, terleyen, koşan, koşturan cumhurbaşkanı... Son zamanlarda muhalefet saflarından 'Sivil Cumhurbaşkanı seçilmeli' gibi ifadeler yükselmeye başladı. Ne demek 'Sivil Cumhurbaşkanı'? Partilerin adayları sivil değil mi? Ama meramları başka. Onlar 'Sivil' derken Ahmet Necdet Sezer emsalini kastediyorlar. Çünkü onların gözünde rahmetli Turgut Özal da, hatta Süleyman Demirel de sivil değil." ifadelerini kullandı.
''BİZE TERS GELİR''
Seçimlerden önce olduğu gibi bundan sonra da kara kampanyaların devam edeceğini söyleyen Başbakan Erdoğan, ''Seçim sonuçları İslam dünyasında da umutların yeniden yeşermesini sağladı. Gelen mesajlar öyle. Biliyorsunuz, başta Mısır ve Suriye olmak üzere İslam ülkelerinde bir umutsuzluk rüzgârı esmeye başlamıştı. 30 Mart'ta oluşan ittifaka rağmen, halkın sağduyusu sayesinde farklı bir tablo ortaya çıktı. Ama kirli işbirliği, kara kampanya bundan sonra da sürecek. Elbette tedbirlerimizi alacağız. Bizim 'Ubudiyetimiz' Kur'an'a dayanır. Biz Allah'a ve Resul'üne itaatten başkasını bilmeyiz. Bir kula kulluk etmeye kalkışmak, bize ters gelir. Pensilvanya, şu, bu... Allah korusun.'' dedi.
''ÜMMET PARÇALANIYOR''
Hükümete karşı oynanan oyunların 17 Aralık'ta başlamadığını belirten Erdoğan, ''Miraç, rüyalar, Peygamber'i kamyonete bindirmeye kalkışmalar, saçmasapan şeyler... Bir şeyler yapmak zorundayız. Çünkü ümmet parçalanıyor, aileler dağılıyor. 'şunu yapmazsan boşarım' noktasına gelen aileler var. 'Ben bir anda kesip atamam' diyen hanımlar var. Behey hanım, senin beynin, aklın, idrakin yok mu?
Bu komplolar 17 Aralık'ta başlamadı. Onun öncesinde Gezi eylemleri var. Onun öncesinde Anayasa referandumunun ardından yargıda oluşan yapı var. Anayasa Mahkemesi önünde gözü kapalı bir kadın heykeli var. Ama bunlar öyle değil. O yüzden neleri var, neleri yoksa inceleniyor. Eskiden hakaret davalarında lehimize karar verenler şimdi aleyhte karar alıyorlar. Alt mahkeme bize hak veriyor, yukarıdan 'Hakaret değil, ağır eleştiri' gerekçesiyle dönüyor.
Medyaya da sindirme davaları açıyorlar. Gazetelere tazminat davaları, kanallara yayın durdurma cezaları... Bakın; Güneydoğu'da bazı yerlerde BDP'ye tahminlerin çok üstünde oy çıktı. Çünkü, Paralel Yapı ve işbirlikçileri 'AK Parti dışında hangisi kuvvetliyse ona verin' dediler.'' ifadelerini kullandı.
''YERLE YEKSAN OLACAKLAR''
Paralel yapıyla ilgili çok sert ifadeler kullanan Erdoğan, ''Rehavete kapılmadan çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Takiye, yalan, yenir-yutulur olmayan iftiralar. Haremimize varıncaya kadar iftiralar atıldı. Tabii bunun bir de hesap günü var. O gün gelince hesaplaşacağız. Yerleyeksan olacaklar. Zaten kaçan kaçana... Pensilvanya'ya, New York'a, Brüksel'e... Daha da kaçacaklar.'' dedi.