Derdimiz para değil güvenli uçuş

Grevin 68. gününe giren THY çalışanları grevde ısrarlı: Sonuç almadan mücadele bitmeyecek. Grevciler tek amaçlarını güvenli uçuş için şartların iyileştirilmesi olarak anlatıyor.

Derdimiz para değil güvenli uçuş

Radikal'in haberine göre Türk Hava Yolları’nın 1600 çalışanı 68 gündür yönetime sesini duyurma çabasında. Toplusözleşme uyuşmazlıkla sonuçlanınca grev kararı alan Hava-İş sendikasıyla birlikte toplam 16 bin sendikalı çalışanın 1600’ü greve çıktı. Greve karşı tarihinde ilk kez lokavt ilan etmeyen THY operasyonlarını sorunsuz yürüttü. Ancak bu sorunsuz yürütmenin mahkeme sonuçlarıyla da grev kırıcılık olduğu kanıtlandı. Hava-İş’in açtığı davalar sonucunda THY’nin başka şirketlerinden personel aktarımı yaptığı, yeni işe alımlarda bulunduğu ortaya çıktı. Şimdi grevci işçiler mahkeme kararının uygulanmasını bekliyor. Talepleri belli koşulların iyileştirilmesi ve güvenli uçuş. “Para derdinde değiliz” diyor grevci işçiler, THY Genel Müdürlüğü önünde 65 gündür bekliyorlar.

THY Genel Müdürlüğü’nün otoparkı, masalar, sandalyeler getirilmiş. İlk göze çarpan “Bu işyerinde grev var” pankartı, ‘Grev Gözcüsü’ önlükleri giyilmiş, dava sonucu da yazılmış “Grev kırıcılığına son”. Çaylar demleniyor, oruç tutanlar iftarlarını hep birlikte açıyor. Zaman zaman ziyaretçileri de oluyormuş, sendikalar, THY çalışanlarının dostları. Gezi eylemleri sürecinde onlar da destek olmuşlar THY Genel Müdürlüğü önünden. Moraller yüksek. İki mahkemeden üst üste lehlerine karar çıkması grevi daha da güçlendirmiş.

Hava-İş sendikasının 24 yıldır başkanlığını yürüten Atilay Ayçin “Sonuç almadan mücadele bitmeyecek” diyor. Ayçin, THY’nin hukuk tanımaz tavrını sürdürdüğünü belirtiyor ve hükümetin desteğini çekmesi halinde THY’nin greve karşı duramayacağını savunuyor. Ayçin şöyle anlatıyor yaşananları: “En başta Başbakan ve hükümet emeğe saygı duymalı, duyarlı olmalı. Emniyetli ve güvenli uçuşlar için iktidarın Hava-İş ile siyasi hesaplaşmayı bırakması gerekir. Devletin denetiminden çıkan ve özel sektör mantığıyla yöneilen THY, her geçen gün çözümsüzlüğe doğru gidiyor. Uluslararası ölçü ve prosedürlere uymuyor ve kendisine hizmet eden insanları göz ardı ediyor. Durumu THY’nin bağlı olduğu uluslararası mercilere aktardık. Sendikamızın hukuk bürosu olayı icra yönünden takip ediyor. Uluslararası derecelendirme kuruluşları işin vitrin kısmıyla ilgileniyorlar. Denetleyicilikleri yok. THY’de vitrin gelişirken mutfak ilkelleşiyor. Kesinlikle hakkımızı alacağımıza inanıyoruz. Sonuç almadan mücadelemiz bitmeyecek” diyor.

Grevci işçilerden THY’de altı yıl kabin memurluğu yapan Coşkun Masat, basının greve desteğinin azlığından şikâyetçi. “ Gezi Parkı süreciyle insanlar korku eşiklerini aştı. Tek başıma kalsam bile greve devam ederim” diyen Masat şöyle konuşuyor: “Yasal grevimize THY ‘yasal değil’ dedi. Grev kırıcılıkta istedikleri rakama ulaşamadılar. THY geri adım atmak zorunda kalacak. THY’de zor koşullarda oldukça yoğun çalıştık. Eşimi 20 gün göremediğim oldu. Biz zam için grevde değiliz. Amacımız THY’de uçuş güvenliğinin sağlanması. Üvey çocuk değiliz.”

TECRÜBE HAYATI ÖNEMDE

Yedi yıl kabin memurluğu yapan Melike Durnacı da grevde. Uçuşlarda personelin tecrübeli olmasının hayati önemde olduğunu vurgulayan Durnacı “İşten çıkarmalardan sonra THY 1000’in üzerinde tecrübesiz elemanı işe aldı. Bu, uçuş güvenliğini tehlikeye atan bir durum. Bizi maaşlarına zam isteyen çalışanlar olarak tanıtıyorlar. Biz uçuş güvenliğinin sağlanmasını istiyoruz. 2007’de ‘greve evet’ kararı alındıktan sonra devrim niteliğinde uygulamalar başladı. Sendika sayesinde birçok hak kazandık. Şimdi ise THY toplu iş sözleşmemizi geçersiz kıldı. Biz yasal haklarımıza kavuşmak istiyoruz” diye konuşuyor.
Grevdeki işçiler, THY’de şartların çok zor olduğunu ve çalışanların hasta raporu almaya bile çekindiklerini söylüyor.