Küresel krizin başında dünyanın lokomotifi lakabını alan Çin hisse senedi piyasası, en çok kayıp yaşayan piyasa oldu.
Dünyanın en büyük ikinci ekonomisi Çin’de son dört yılda küresel ekonomideki yavaşlama ve resesyon ile gözler çevrilse de yatırımcılara en çok kaybettiren borsa Çin borsası oldu.
Kriz döneminde önemli alt yapı çalışmaları ve verdiği krediler ile dikkat çeken Çin hükümeti büyük yollar, yeni demiryolları ve konut inşaatı ile gündeme oturmuştu. Bu adımlar ile 2009’dan 10 aylık dönemde Şanghay endeksi iki katlarken hükümetin 652 milyar dolarlık teşvikine rağmen endeks zirve seviyesinden yüzde 43 değer kaybederek piyasa değerinde 748 milyar dolar sildi.
Aynı dönemde sadece Yunanistan endeksi ASE Endeksi’nin Çin’i geçtiği görüldü. Çin 1990’dan bu yana en düşük büyüme performansını ortaya koydu. ABD gösterge endeksi S&P 500 büyük buhrandan bu yana yaşanan en büyük ekonomik krizdeki kayıplarını silerek yüzde 68 değer kazandı.
2009’da yenilmez olarak görülen Çin yüzde 6’lık büyürken ABD ise 4 küçülmüştü. Haziran 2009’da Templaton gelişen ülkeler fonu başkanı Mark Mobius’un Çin hisse sendi piyasalarının ABD’yi geçeceğini açıklamıştı. Şimdi ise Çin 1990’dan beri en kötü dönemini yaşıyor. 1400 şirketin kapandığı ülkede kredi piyasasındaki ve konut sektöründeki gerilim ve ekonomiyi olumsuz etkiliyor.
MSCI Çin endeksi 2013 genelinde yüzde 9.4 değer kayı yaşarken, piyasa değeri 59 milyar dolara inen Yunanistan’ın ASE endeksi yüzde 4.5 düşüş yaşadı.
Mobius Çin piyasası için hala umutlu olduğunu dile getirirken ülke ekonomisinin kısa sürede toparlanacağını öne sürdü. Goldman Sachs, Barclays gibi kurumlar ise ülke için yıl sonu beklentilerin yüzde 7.4’ün altına çektiler.
iki çeyrektir yavaşlayan Çin büyümesi geçtiğimiz 20 yıllık dönemde en uzun süreli büyümeyi ortaya koymuştu. Son dönemde ihracat rakamlarındaki düşüş ile birlikte karlarda da düşüş yaşanıyor.
ÇİNLİ YETKİLİLER 2013 BÜYÜME HEDEFİNE ULAŞILACAĞINDAN EMİN
Çin Ulusal Kalkınma ve Reform Komisyonu Başkanı Xu Shaoshi yaptığı açıklamada, hükümetin sanayileşme ve kentleşme yönünde politikalar uygulamaya devam etmesine bağlı olarak yatırım talebinin güçlü olmaya devam ettiğini belirterek, "Yılın tamamı için öngörülen yüzde 7.5 büyüme hedefine ulaşmak için gerekli şartlar ve kabliyetesahip olduğumuza eminiz. Ancak bu hedefe ulaşmak için çok yoğun çalışmalıyız" diye konuştu.