Dalgalanma var seçici hareket öne çıkacak...

FED Başkanı Bernanke’nin açıklamaları gelişen ülke piyasalarına olumlu yansırken, Türkiye’de iç gelişmeler piyasa riskini yükseltiyor. Piyasalarda dalgalanma nedeniyle seçici olmak gerekiyor

Dalgalanma var seçici hareket öne çıkacak...

Miliyet'ten Zeynep aktaş'ın haberine göre FED’in geçtiğimiz hafta ekonominin görünümüne göre tahvil alımının azaltılması ya da artırılması yönünde karar verilebileceğini belirtmesi, gelişen ülkelerde olumlu algılandı. Çin’de ise büyüme tahminlerinin düşmemesi halinde gelişen ülkelerde hareketlenme yaşanabileceği yorumları güçlenmekte. Uluslararası piyasada şu aralar gözlerin çevrildiği önemli merkezlerden biri FED ise diğeri de Çin.

FED’in parasal sıkılaştırma sinyalleri ve Çin’in ekonomik büyüme hızı, dünyanın geri kalan ekonomilerinin kaderini belirliyor. Gelişmelere baktığımızda bu hafta PPK Toplantısı ve banka bilançoları BIST’e yön verecek. Açıklanacak bilançolar hisse senetlerinde seçici hareketlerin öne çıkmasını sağlayacak.  

ÇİN'DE BÜYÜME KAYGISI

Geçtiğimiz hafta dünyanın en büyük ikinci ekonomisi Çin’in en zengin adamı Zong Qinghou, ülkenin ikinci çeyrekte daha da yavaşlayacağını öngörerek, ekonomik toparlanmayı desteklemek için vergilerin indirilmesi ve tekellerin dağıtılması gerektiğini söyledi. 18 Temmuz’da ise uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch, Çin ekonomisinin 2015 sonuna kadar yüzde 7 ile 7.5 arasında büyüme kaydedeceğini belirtti.

Çin’de konut satışlarındaki büyümenin yavaşlamasının, ekonomik büyümedeki zayıflamaya yönelik etki oluşturduğunu aktaran Fitch, buna karşın uzun vadeli sözleşmeli satış büyümesinin, güçlü konut talepleriyle destekleneceğini belirtti. Şüphesiz Çin‘deki büyüme hızının düşme ihtimali, global piyasaları olumsuz yönde etkileyecek.

FED PİYASALAR MORAL VERDİ
Çin’in dışında Amerika da yakından izlenen bir diğer ülke. Geçtiğimiz hafta piyasalar büyük bir dikkatle Bernanke’nin ABD Kongresi’ndeki yarı yıllık ekonomi sunumunu izledi. Dealerlar, stratejistler ve piyasa uzmanları için oldukça önemli olan bu açıklama pür dikkat takip edildi.

Bernanke, daha önceki konuşmalarına paralel olarak tahvil alımını gerektiği kadar devam ettireceklerini ve ekonominin görünümüne göre tahvil alımının azaltılması ya da artırılması yönünde karar verilebileceğini söyledi. FED’den daha şahin açıklamalar bekleyen piyasalar, bu yumuşak söylemlerle yükselişe geçti.

FED’in, Kongre sunum metnini basına dağıtmasıyla birlikte piyasalar 10 dakika içinde reaksiyon verdi. FED’in açıklamalarına piyasaların tepkisi olumlu. Ancak genel beklenti ABD’deki iyileşmenin süreceği ve bu yılın içinde tahvil alımının azaltılacağı yönünde. Bu noktada piyasa aktörleri uyarıyor: “Fazla iyimserliğe kapılmayın!”

Söz konusu uyarı piyasalarımız için de geçerli. Diğer taraftan ekonomik göstergeler kadar sınırımızda cereyan eden gelişmeler ve daha da önemlisi devam eden barış sürecinin de piyasaları doğrudan etkileyecek nitelikte olduğunu göz ardı etmemekte fayda var.

MERKEZ'İN KARARI ÖNEMLİ

Yatırımcılar kısa vadede borsa, döviz ve faizde hareket için 23 Temmuz’daki TCMB faiz kararlarını bekliyor. Gerçi görüntü Bernanke’nin Merkez Bankası’nın yükünü hafiflettiği yönünde. Ancak, faiz koridorunun sabit kalmasını sağlayacak bir gerekçe de sunulmuş değil. Beklenti TCMB’nın düşük bir politika faizi artışı ile meseleyi geçiştirmeye çalışacağı şeklinde. Eğer yüzde 5 seviyesinde olan politika faizinde, piyasada yüzde 8.88 seviyesinde olan oranın çok altında bir artış olması halinde  bu karar piyasalarda realizasyona neden olabilir.

Öte yandan, barış süreci ile ilgili olarak taraflar arasında farklı söylemler dikkat çekiyor. Özellikle Kandil gittikçe sertleşiyor ve ükümetten sürecin devam ettiğine dair somut adım görmek istediğini ısrarla belirtiyor. Hükümet ise henüz birinci aşamanın tamamlanmadığını söylemekte. İki tarafında kendi görüşlerinde ısrarcı olması halinde diyaloğun gerilmesi piyasalara olumsuz yönde yansıyacak. Aynı şekilde Suriye’deki iç savaşın zaman zaman Türkiye sınırına taşması, iki ülkenin karşı karşıya gelme olasılığını gündeme getiriyor.

Türkiye’nin Suriye ile sıcak bir temasa geçmesi ilk evveliyatta barış sürecini zedeleyeceği ortada. Bu olasılığın şimdilik düşük olması münferit olaylara rağmen piyasaların etkilenmemesindeki en önemli etken olsa da sorunun büyümesi ve gündemde daha fazla yer işgal etmesi ile birlikte piyasaları ciddi şekilde tedirgin edecek bir unsur olarak ortada durmakta.

CARİ AÇIK İZLENİYOR

Tüm gelişmelerden ayrı olarak son olarak JP Morgan’ın Türkiye için tavsiyesini, ‘ağırlığını artır’dan ‘nötr’e indirmesini önemsemek gerekiyor. JP Morgan, Türkiye için tavsiyesini düşürmeye gerekçe olarak cari açığı gösterdi. Açıklamada, Türkiye’nin diğer tüm büyük gelişmekte olan ekonomilerden daha büyük cari açığa sahip olduğuna vurgu yaptı.

Merkez Bankası tarafından açıklanan 2013 yılı ocak-mayıs dönemi cari işlemler açığı, bir önceki yılın aynı dönemine göre, 5.8 milyar dolar artarak 31.9 milyar dolara çıktı. Yıllık bazda ise cari açık 53.6 milyar dolar oldu. Cari işlemler açığının artmasında, ilk beş aydaki dış ticaret açığı etkili olurken, yurt dışına giden kar transferlerinin de etkisi gözlenmekte.

ALTIN İTHALATI ARTTIRIYOR

Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan ise bu yılsonunda cari açığın geçen yıla göre bir miktar daha fazla olacağını söylemekte. Ona göre cari açığın artmasında gerçekleşen altın ithalinin etkili oldu. Tüm bunlar bir arada değerlendirildiğinde ise önümüzdeki süreçte borsaya gelen yabancı yatırımcının cari açık meselesini daha fazla önemseyeceği anlaşılıyor. Bu noktada cari işlemler açığının tekrardan yükselen bir trende girdiği yönündeki görüntü piyasalar açısından önemli bir diğer risk olarak algılanmakta.

ENDEKSİN YILBAŞINDAN BERİ KAYBI YÜZDE 2.98

Yılbaşından bu yana BIST 100 Endeksi gerçekleşen yükseliş ve düşüşlerin ardından şimdilerde aynı seviyelerde bulunuyor. Endeksin yılbaşına göre kaybı yüzde 2.98. Bununla birlikte BIST 50 Endeksi’nde bulunan bazı hisselerin getirileri ise yüzde 50’nin üzerinde bulunuyor. Doğru seçim yapılması halinde yükselmeyen hatta düşen piyasada dahi yatırımcının kazanması mümkün. Yeter ki doğru hisse seçilebilsin.

Yılbaşından bu yana BIST 50 Endeksi kapsamında olup da yükselen hisseler arasında Otokar yüzde 74 oranında değer kazanırken Aksa yüzde 61, Coca Cola İçecek yüzde 51 değer kazandı. Söz konusu hisseler içinde en fazla yükselen Otokar’ın yılbaşında fiyatı 41.81 TL iken, mayıs ayında en yüksek 99 TL’yi gördü. Hisse gelen satışlara bağlı olarak şimdilerde 70 TL’li fiyatlarda işlem görüyor.

Şirket ocak ayında İETT’nin 41.3 milyon euro’luk ihalesini kazanırken, önemli projelerinden birisi de milli tank projesi olan Altay isimli tank üretimi. Geliştirilmesi için 500 milyon dolarlık kaynak aktarıldığı belirtilen tankın 2017 yılı başına kadar hazır edilmesi hedefleniyor. Yılbaşına göre en fazla değer kazanan bir diğer firma ise Akkök Grubu’na bağlı olan Aksa Akrilik. 2009 yılından bu yana istikrarlı bir şekilde çıkışını sürdüren hisse, halihazırda zirve seviyelerinde işlem görmeye devam ediyor. Bununla birlikte Akkök Grubu CEO’su Ahmet Dördüncü yaptığı değerlendirmede, Aksa Akrilik’in büyümede kendi sınırlarına ulaştığını, bundan sonra şirketin cirosal bazda büyümesinin inovasyona bağlı olduğunu söyledi. Dördüncü aynı açıklamada, inovasyonun zaman gerektiren bir faaliyet olduğunu belirtti.