‘Cumhuriyet’ bu kez üzdü ilk yarının şampiyonu dolar

Yılın ilk yarısına FED’in sürpriz hamlesi damgasını vurdu. Dolar yatırım liginde öne çıktı. En fazla kaybettiren enstrüman altın oldu. Son yıllarda yatırımcısına hep kazandıran ‘Cumhuriyet’ ilk yarıda yüzde 20 kaybettirdi

‘Cumhuriyet’ bu kez üzdü ilk yarının şampiyonu dolar

Milliyet'ten Zeynep Aktaş'ın haberine göre 2013 yılının ilk yarısında yatırım araçları arasında en fazla değer kazanan ABD’nin doları ve Amerikan faizleri oldu. ABD’de 10 yıllık hazine bonosu faizleri yüzde 1.73’lü seviyelerden 2.5’lere çıkarak, yüzde 44’lük artışa imza attı. Aynı sürede ABD borsası yüzde 13.7 değer kazandı.

Para, gelişen ülkelerden gelişmiş ülkelere akmaya başladı ve bu ülkelerin borsaları da beraberinde yükselişe geçti. ABD hazine bonoları ilgi görüp, kağıt varlıklara güven arttıkça altından çıkış başladı ve söz konusu çıkış halen devam ediyor.

ABD BÖLGESİNDEN HAREKET VAR

Gözlenen çıkışın ardından altının ons’u yılbaşından bu yana yüzde 26.5 kaybettirdi. Yılbaşından bu yana ABD hazine bonosu, Dow Jones Endeksi ve altının grafiklerini birlikte değerlendirdiğimizde, faizin artışı ile birlikte altındaki düşüş eğilimi ve Dow Jones Endeksi’ndeki yükseliş eğilimi çok net bir şekilde görülüyor. 19 Haziran’daki FED açıklaması sonrasında faizler 2.66’ya kadar yükselmesine rağmen Dow Jones Endeksinde bir miktar gerileme yaşandı ve endeks 14.551 seviyesine kadar geriledi. Ancak bu ayrışma faizdeki gevşeme ve borsadaki değer artışı ile yeniden kapanma eğilimine girdi.

Faizdeki tırmanışın ekonomik göstergelerdeki olumlu seyir ile yaşanması ve bunun da borsa endeksine yansıması, faiz ve Dow Jones Endeksi’ndeki aynı yönlü seyrin güçlenmesine neden oluyor. Şimdilerde ise Dow Jones Endeksi’nin 14.909, ABD 10 yıllık hazine bonosu faizinin 2.5 seviyesinde olduğunu görüyoruz.

Altının ons’una baktığımızda görünüm hiç de iç açıcı değil, geçtiğimiz hafta 1.185 seviyesine kadar geriledi ve toparlanarak haftayı 1.223 seviyesinden tamamladı.

Altın fiyatları, pozisyonlarını kapatmak isteyenlerin yarattığı baskı ile sert bir şekilde geriliyor. ABD ekonomisinde toparlanma yaşanırken Çin’de yaşanan yavaşlama, altındaki kan kaybının devam etmesine neden oluyor.

ALTINDA 1.150 DOLAR TEST EDİLEBİLİR

Altının ons’unun 1.200 doların altına inmesi ile birlikte düşüşün ivme kaybetmesini ve yatay bir hareket yaşanmasını bekleyenlerin sayısı artmaya başladı. Erste Group’un “Altına güveniyoruz” başlıklı son raporunda önümüzdeki dönemde altına olan ilginin artacağını ve iyileşme yaşanacağı yönünde değerlendirmede bulunuluyor.
12 aylık hedef fiyat olarak da 1.480 doları gösterdi. Kısa vadede altının fiyatında 1.200 ve 1.180 seviyeleri kritik. Bu seviyelerin kırılması halinde 1.150’li seviyeler test edilebilir.
Kuşkusuz belirleyici olan FED’in adımları olacak. Fırsatı değerlendirmek isteyenlerin ani işlemleri sert dalgalandırmaların yaşanmasına neden olabilir. Ancak bir süre sonra belli bir bantta hareketlerin yaşanması şaşırtıcı olmayacak.
 
NELER OLUYOR?

Yatırım araçlarının son altı aydaki getirilerine baktığımızda dolar, euro, mevduat ve  B tipi fonların öne çıktığını görüyoruz.
Geçen yılın favori yatırım enstrümanları borsa, bono, A tipi fonlar ve altın ise en fazla değer kaybeden yatırım araçları arasında yer alıyor.

KRİTİK SEVİYELER

10 yıl vadeli gösterge ABD tahvil faizleri şimdi yatırımcıların en fazla izlediği enstrümanlar arasında yer alıyor. Nedeni piyasaların nabzını belirlemesi. Fed Başkanı Bernanke de 19 Haziran’da Federal Açık Piyasa Komitesi (FOMC) toplantısı sonrasında yaptığı açıklamalarıyla, gözlerin faizlere dönmesine neden olmuştu.

FED, ekonomik büyümenin Merkez Bankası tahminleri seviyesinde ilerlemesi durumunda 2014 yılının ortalarına doğru tahvil alımlarının sonlandırılabileceğini açıklamıştı. 10 yıl vadeli gösterge ABD tahvil faizleri 24 Haziran’da, Ağustos 2011’den bu yana en yüksek rakam olan yüzde 2.66 seviyesini gördü.

SPK’NIN ‘Gezi’ DENETİMİ HİÇ KİMSEYİ KAÇIRMADI

Geçtiğimiz haftanın en önemli gündem maddesi SPK’nın 20 Mayıs-19 Haziran 2013 tarihleri arasında, gerçekleştirilen işlemler hakkında aracı kurumlardan bilgi talebinde bulunması oldu. Bilindiği gibi hükümet kanadı, Gezi protestolarının arkasında faiz lobisinin olduğunu ısrarla dile getirmiş ve bu bağlamda meselenin üzerine gideceği mesajını vermişti. SPK’nın işlem yapan yabancı ve yerli yatırımcılarla ilgili bilgi talebi de piyasada bu söylemin icraata geçirilmesi olarak algılandı.

Ancak hatırlatalım, SPK’nın piyasayı sürekli olarak denetleme ve gözetleme yetkisi nedeniyle Kurul, BIST üzerinden piyasayı denetliyor.

Oluşturulan ortak gözetleme sistemi ile tüm işlemler online denetim altında bulunuyor. Şüpheli işlemlerde sistem gerekli uyarıyı hemen yapmakta hatta gerektiğinde bir hisseyle ilgili işlemler doğrudan durdurulabiliyor. Bu yüzden manipülatif işlemlerde sistemin devreye girmesi beklenen bir durum.

Piyasanın deneyimli yatırımcıları bu sistemin organize bir hareketi kaçırmasının söz konusu olmayacağını dile getiriyor.

Bu nedenle SPK’nın bilgi talebi piyasalar üzerinde herhangi bir panik havasına neden olmadı, aksine hafta boyunca endeksin çıktığını gördük. Panikleyen ya da SPK’nın bu incelemesinden dolayı satışa geçip çıkmak isteyen yatırımcı olmadı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir