Beraat etmediler, Mahkumiyetleri onanırsa yakalama kararı çıkar

Emekli Cumhuriyet Başsavcısı Petek, "Yargıtay sonucunu beklemeden, 'sanıklara suçsuzdular, beraat ettiler, temize çıktılar' gibi beyanlar yanlış. Çünkü haklarındaki karar kesinleşmedi" dedi.

Hukukçular, Ergenekon ve Zirve Yayınevi davalarının sanıklarının da aralarında bulunduğu bazı sanıkların uzun tutukluluk nedeniyle tahliye edilmelerinin "davaların düştüğü, sanıkların beraat ettiği" şeklinde yorumlanamayacağını vurgulayarak, bu davalar hakkında verilen kararların doğruluğu ve yanlışlığının temyiz incelemesinin ardından ortaya çıkacağı vurgusunu yaptı.

Konuyu AA muhabirine değerlendiren eski Cumhuriyet Başsavcısı Avukat Reşat Petek, tahliyelerin kamuoyunda suçsuzluk gibi algılanmasının hukuki anlamda doğru olmadığını belirtti.

Tutuklamanın bir tedbir, tahliye kararının da adli kontrol uygulanarak, bu tedbirin kaldırılması veya başka şekle dönüştürülmesi olduğunu anlatan Petek, şu değerlendirmeleri yaptı:

"Özellikle adli kontrol tedbiri verilerek yapılan tahliyeler, tedbir kararının adli kontrole dönüştürülmesi anlamını taşıyor. Yoksa tahliye edilen sanıkların suçsuzluğu, haklarındaki delillerin çürük olduğu, dosyanın tamamen çöktüğü gibi yorumlar bu safhada gerçeği yansıtmıyor. Ama toplumda herkes hukukçu değil. Bir olay nedeniyle bir insan tutuklanırsa sanki mahkum edilmiş gibi suçlu muamelesi görebiliyor. Tahliye edildiğinde de aleyhine yapılanlar sanki tümden haksızmış, suçsuzluğu ispat olmuş gibi anlatılıyor ki Sayın Başbuğ bile tahliyesinde 'bu dava çöktü' dedi. Hatta sırf kendisi hakkında değil bütün Ergenekon sanıklarını Doğu Perinçek'ten Veli Küçük'e kadar hepsini sayıp 'bu dava çöktü, kumpastı, yıkıldı' şeklinde açıklamalar yaptı. Bunlar duygusal açıklamalar veya kamuyoundaki algıyı şekillendirmek için yapılan açıklamalar olarak bakarız biz buna hukukçular olarak. Çünkü bu dava, birçok sanık hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapisle sonuçlanan önemli bir dava. Bu dava hakkında verilen kararın doğruluğu veya yanlışlığı Yargıtay kararıyla ortaya çıkacak. Bu inceleme yapılamadığı için şu anda bunları tartışıyoruz."

"Gerekçeli kararın 7 aydır yazılmaması skandal"

Reşat Petek, Ergenekon Davası gerekçeli kararının 7 ay gibi bir sürede yazmayan yerel mahkemenin, davanın Yargıtay incelemesinin yapılmamasına neden olduğunu belirterek, bunu "skandal" olarak niteledi.

Özel yetkili mahkemeleri kaldıran ve 6 Mart'ta yürürlüğe giren kanunun, kaldırılan mahkemelere gerekçelerini yazmak için 15 günlük süre tanıdığını anımsatan Petek, şunları söyledi:

"15 gün içinde gerekçeli kararı yazacaklar ve dosya Yargıtaya gidecek. Yargıtay incelemesi sırasında kararlar hangi sanıklar hakkında onanırsa o sanıklar hakkında verilen cezalar 10 yıldan yukarı hapis ve ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası, hatta 3 yılı geçen ceza alanlar hakkında Yargıtay onamayla birlikte yeniden yakalama kararı verecek. Sanıklar bu defa tutuklu değil cezalarının infazına başlanmış olacak. Onun için Yargıtay sonucunu beklemeden, 'sanıklara suçsuzdular, beraat ettiler, temize çıktılar' gibi beyanlar yanlış. 'Bunlar suçlu' demek de masumiyet karinesine bugün için aykırı. Çünkü haklarındaki karar kesinleşmedi."

"Mahkumiyetler onanırsa yakalama kararı çıkarılacak"

Emekli Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Ahmet Gündel de sanıkların tahliyesiyle yargılanan sanıklar hakkında bir karar verilmesinin son derece farklı konular olduğunu belirtti.

Kuvvetli suç şüphesi, kaçma, delileri karartma gibi ihtimaller bulunması durumunda gerek soruşturma aşamasında, gerekse iddianameyle dava açıldıktan sonra yargılama aşamasında mahkeme tarafından soruşturmanın veya yargılamanın tutuklu yapılmasına karar verilebileceğini anlatan Gündel, bu tutukluluk durumunun da belli periyotlarda incelendiğini aktardı.

Bu incelemede tutukluluğun devamına karar verilebileceği gibi cezaevinde kalınan süre gibi birtakım nedenlerle tahliye kararı da verilebileceğini dile getiren Gündel, yargılamanın da bu şekilde sürdüğünü söyledi.

Bu yargılamanın devamında mahkemenin dosyadaki duruma göre, yargılamadan elde ettiği delillere ve kanaate göre mahkumiyet ya da beraat kararı verebileceğini belirten Gündel, şunları kaydetti:

"Bu verilen kararların temyizi vardır. Taraflar, Cumhuriyet Savcısı bu kararı temyiz edebilir. Yargıtayın ilgili dairesine gider. Bu kararlar onanır veya bozulur. Tutuksuz yargılanma kişinin beraat edeceği veya mahkum olacağı anlamına gelmez, kararla herhangi bir alakası yoktur. Türkiye'nin gündeminde olan  Ergenekon davası kapsamında değerlendirecek olursak. Zaten mahkeme sanıkların önemli bölümü hakkında son derece ağır mahkumiyet kararları verdi. Sanıkların bir kısmı da beraat etti. Gerekçeli karar yazıldıktan sonra taraflara tebliğ edilecek. Bundan sonra sanık müdafiileri, avukatlar gerekçeli temyiz dilekçelerini mahkemeye yazacaklar. Dilekçeler tamamlandıktan sonra da mahkeme dosyayı Yargıtaya gönderecek. Yargıtay onadığı takdirde bu mahkumiyetler aynen kesinleşmiş olacak ve bu tahliye edilenler de dahil olmak üzere yakalama kararı çıkarılıp tekrar cezaevine gönderilecek. Zaten cezaevinde olanlar da artık cezaevinde infazını sürdürmeye başlayacaklar, şartlı tahliyeye kadar cezaevinde kalacaklar. ŞayetErgenekon ile ilgili mahkumiyet kararları bozulursa tekrar mahkemeye gelecek mahkeme yeni baştan yargılama yapacak. Önümüzdeki dönemlerde böyle bir süreçle karşı karşıyayız. Bu tahliyeler herhangi bir beraatle ya da mahkumiyetle bağlantılı olay değil tamamen yargılamanın bu aşamasına tutuksuz devam edilmesiyle ilgili."

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir